Bakan Ersoy, “Dardanos tabyası şehitleri Hasan ve Mevsuf Efendi, kaldırdığı top mermisi ile adeta vatanını sırtlayan Seyit Onbaşı, Hüseyin Avni Bey, Bigalı Mehmet Çavuş Cephede düşmana aman vermeyen, şehadete yürüdüğünde bedeninde sayısız mermiyi madalya gibi taşıyan gencecik kızlarımız, annelerinin vatan uğruna feda olsun diye kınalayarak savaşa gönderdikleri oğullarımız. Çanakkale, olmak ve ölmek arasında yapılacak bir seçime tereddüt duymadan, bahanelere sığınmadan gidenlerin; vatan ve bayrak dendiğinde başka bir soru sormayanların gerçeğidir. Bu gerçekliği asla ve asla unutmamak; sıradanlaşmasına, bir takım evrensel yakıştırmalarla asli değerlerinden koparılmasına izin vermemek tarihimize, şehit ve gazilerimize karşı şeref borcumuzdur. Aynı zamanda masa başı kahramanlarının koltuklarını koruma, mevkilerini güçlendirme uğruna dünyanın çeşitli coğrafyalarından cepheye sürdükleri, bugün Mehmetçiğin yanı başında yatan nice evlatlar, eşler, babalar adına da aynı kararlılığı göstermek durumundayız. Çünkü Türk milleti olarak inancımız, değerlerimiz ve vicdanımız bize bunu emreder. Kendi yarası yerine, kendisine kurşun sıkanın yarasını saran Çanakkale şehitlerimiz bizden bunu bekler. Bu topraklarda insanların neden öldüklerini iyi bileceğiz ki ne için yaşayacağımızı tam anlamıyla idrak edelim. Çanakkale bir gün olarak değil, bir fikir, bir bilinç ve anlayış olarak yaşamalıdır. Anmak, anlamaya vesile olmalıdır. Zira Çanakkale’yi anlamayan Kurtuluş Savaşı’nı anlayamaz. Anafartalar kahramanı Yarbay Mustafa Kemal’in bu topraklardan sinesine aldığı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk olarak, kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerine yerleştirdiği ruhu kavrayamaz. Dünü bilirsek bugün bize karşı sergilenen tavırlar, atılan adımlar, bunların ardındaki niyetler de hepimize ayan olur. Unutmamalıyız ki bu yüce milletin tarihi bir bütündür. Ayrıştırılmasına izin veremeyiz, vermeyeceğiz” diye konuştu.